13.06.2017

Güçlü büyüme rakamıyla Türkiye tekrar oyuna dahil oldu

2017 yılının ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi beklentileri aşarak yıllık bazda yüzde 5 oranında büyüdü. Türkiye İstatistik Kurumu'ndan (TÜİK) alınan verilere göre, Türkiye konsensüs tahminlerini aşarak gelişmekte olan ülkelerden daha iyi performans gösterdi.


Haziran ayı başında Dünya Bankası, Türkiye için 2017 büyüme tahminini, yüzde 0,5 artırarak yüzde 3,5'e çıkarttı. Daha sonra, 19 Haziran’da Fitch Ratings, Türkiye'nin büyüme tahminini revize ederek 2017 için yüzde 2,3'ten yüzde 4,7'ye ve 2018 için ise yüzde 1,3'ten yüzde 4,1'e yükseltti. Fitch Ratings, referandum sonrasında, bir sonraki seçimlerin yapılacağı 2019 yılının ortalarına kadar, yatırım ortamını ve tüketimi destekleyecek daha stabil bir ortama vurgu yaptı.


Fitch, Küresel Ekonomik Görünüm raporunda, 2016'da yüzde 2,5 olan küresel büyümenin, bu yıl yüzde 2,9'a ve 2018'de de yüzde 3,1'e yükselmesinin beklendiğini belirtti. Bu büyümeyi, emtia fiyatlarındaki toparlanma ve gelişmiş ve gelişmekte olan piyasa ekonomilerindeki iyileşme tetikliyor. Raporda, gelişmiş ülkelerin 2017'de yüzde 1,8 ve 2018'de yüzde 2 oranında büyüyeceği öngörülürken, gelişmekte olan ülkelerin 2018’de yüzde 4,9 büyüyeceği tahmin ediliyor.


2017 yılının ilk çeyreğinde, Türkiye'de güçlü büyüme hızını, öncelikle güçlü ihracat hacmi ve tüketim tetiklerken, hükümetin ekonomik faaliyetleri artırma konusundaki mali tutumu, büyümeyi yönlendiren bir diğer önemli faktör oldu. Büyüme oranları, özel tüketimde yüzde 5,1 iken, devlet harcamalarında yüzde 9,4 ve ihracatta yüzde 10,6 olarak gerçekleşti.


Hükümet tarafından alınan mali önlemler, ekonomik faaliyetlerde güçlü bir artışa neden oldu. Kredi Garanti Fonu'nun, Haziran 2017 itibarıyla 180 milyar TL'lik krediyi teminat altına alması, Türkiye ekonomisi üzerinde olumlu bir etki yaptı. Ayrıca, Euro Bölgesi'nden gelen talep artışı, ilk çeyrekte Türkiye'nin büyüme hızında belirgin bir rol oynayan güçlü ihracat rakamlarının ortaya çıkmasını sağladı.


Türkiye ekonomisi dayanıklılığını kanıtlayarak 2016'daki olumsuz olayların ardından çok hızlı bir şekilde toparlandı. Anayasa değişikliği paketinin kabulü ile sonuçlanan Nisan 2017'deki referandum sonrasında siyasi belirsizliğin azalması, Türkiye'ye sermaye girişinin artmasıyla sonuçlandı.


Başarılı referandumun ardından, hükümet ekonomik reformlara ve iş ortamının iyileştirilmesine odaklandı. Bu karar, 2017'de şimdiye kadar beklenenden iyi ekonomik göstergelerin ortaya çıkmasıyla sonuçlandı. Temel enflasyon oranında, Kasım 2016'dan bu yana ilk kez düşüş görüldü. Dahası, PMI endeksi kademeli olarak iyileşme gösterdi ve Mayıs ayında 53,5 seviyesine çıkarak 50 puanın üzerinde sabitlendi. Öte yandan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, enflasyonu düşürmeyi ve sıkı para politikasını sürdürmeyi amaçlıyor. Para politikasının normalleşmesini öngören ve yavaş yavaş değer kazanan lirayı destekleyen FED'in faiz artırımı sayesinde, yatırımcılar Türkiye'de daha net stratejik kararlar verebilmektedir.


Türkiye'ye sermaye akışının devam edeceği ve Türk Lirasının 2016'da yaşadığı kayıpları geri alacağı varsayıldığında, 2017 yılında Türkiye'nin yüzde 4,4'lük büyüme hedefini aşması beklenmektedir.

 

Otomobil Üretim Görseli