"İklim Ekonomisi ve Sürdürülebilir Finans Zirvesi", Dünya Gazetesi'nin inisiyatifiyle İstanbul Finans Merkezi'nde gerçekleştirildi. Zirveye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Yatırım Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan katıldı.
Zirve, Türkiye'nin önde gelen ekonomi ve finans kuruluşlarının liderlerini, yöneticilerini ve iş dünyasından temsilcileri bir araya getirdi. Öne çıkan görüşmelerde Türkiye'nin sürdürülebilir finansal yol haritası ve bu haritanın uluslararası standartlarla uyumuna odaklanıldı. Sürdürülebilir bankacılıkta çevresel ve sosyal risk yönetiminin yanı sıra sürdürülebilir finans modellerinde yenilikçi yaklaşım ve uygulamalar gibi konular da zirvede ele alındı.
Zirvenin açılış konuşmasını yapan A. Burak Dağlıoğlu, Türkiye'nin sürdürülebilirlik alanındaki önemli rolüne dikkat çekti ve "Türkiye, yeşil ekonomide yeni rekabet gücüne en hazır ülkeler arasında yer alarak sürdürülebilirlik alanında önemli bir oyuncu olduğunu gösteriyor." dedi. Dağlıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde Türkiye'nin son yirmi yılda 260 milyar ABD dolarını aşan uluslararası doğrudan yatırım çektiğini ve 80.000 uluslararası şirketin ülkede faaliyet gösterdiğini vurguladı.
Dağlıoğlu, "Enerji verimliliği, su tasarrufu ve modern üretim yoluyla bu şirketleri sürdürülebilir bir geleceğe hazırlamaya odaklanıyoruz." dedi ve şunları ekledi: "Küçük ve esnek girişim şirketlerinin yeşil dönüşüme yön vereceğinin bilinciyle teknoloji girişimciliğine de destek veriyoruz. Türkiye'nin iklim inisiyatifleri bizi küresel sahnede kilit bir ortak olarak konumlandırdı ve şu anda projelerimizin %22'sinden fazlası iklimle ilgili. Hedefimiz yeşil yatırımlar ve sürdürülebilirlik alanında öncülük etmek, dengeli ve adil bir küresel ekonomiye katkıda bulunmaktır."
Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise konuşmasında sürdürülebilir finans ve iklim ekonomisinin Türkiye'nin geleceği için hayati önem taşıdığını vurguladı. Yılmaz, "Ekonomik kalkınma, yapısı gereği çevresel sürdürülebilirlikle bağlantılıdır. Hedefimiz 2053 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşarak düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş yapmak. Bu vizyon, hem bugünün ihtiyaçları ile gelecek nesillerin ihtiyaçları arasında dengeli bir yaklaşım sağlıyor hem de daha kapsamlı sosyal adalet ve ekonomik büyüme hedeflerimizle uyumlu."
Yılmaz sözlerine şunları ekledi: "Gelişmiş ekonomilerin iklim sorunlarını ele almak için teknoloji transferi ve finansal destek sağlamadaki rolünün farkındayız. Yeşil tahviller gibi sürdürülebilir finansman seçenekleri, temiz enerjinin ve kaynak verimli teknolojilerin finansmanında ve biyolojik çeşitliliğin korunmasında önemli rol oynuyor. Türkiye'nin sürdürülebilir kalkınmadaki kararlılığı, ekonomik dayanıklılığı ve sosyal refahı teşvik etme odaklı Yeşil Mutabakat Eylem Planı ve Sürdürülebilir Bankacılık Stratejisi gibi politika çerçevelerimize de yansıyor."
Zirvede, Türkiye'nin, dayanıklı ve çevreye duyarlı bir geleceğe yol açacak olan, sürdürülebilir finans ve iklim ekonomisine liderlik etme konusundaki kararlılığı vurgulandı.