Financial Times - Türkiye’nin son yıllarda finansal istikrarı ile elde ettiği itibar, ülkenin yabancı yatırımcılar için bir çekim merkezi haline gelmesini sağlıyor.
İMKB 100 endeksi, rekor seviyelerde seyrederken, kamu borç faizlerinin düşüklüğü tarihi seviyelerde bulunuyor. Türk lirası ise en istikrarli dönemlerinden birini yaşıyor.
Tüm bunlar, ekonomik kriz döneminde Türkiye’nin finansal istikrarı ile elde ettiği itibarın bir sonucu olarak ortaya çıkarken, ülkenin güvenilir bankacılık sistemi, sağlam kamu finansmanı ve güçlü büyüme eğilimi bu istikrarın temellerini oluşturuyor. İngiltere Başbakanı David Cameron’ın Türkiye ziyaretinde kullandığı “Türkiye, Avrupa’nın BRIC’idir (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’in oluşturduğu ‘yükselen ülkeler’ grubu)” ifadesi bu durumun en açık ifadesi.
Hükümetin hedefleri arasında 2010 yılı sonunda % 7,5 olarak tahmin edilen enflasyon hedefini orta vadede % 5’e çekmek ve faizleri uzun süre tek haneli rakamlarda tutmak bulunuyor. Kredi derecelendirme kuruluşları bir süredir Türkiye’nin “yatırım yapılabilirlik derecesi yüksek ülke” statüsüne ulaşmak için doğru yolda olduğunun sinyallerini veriyorlar.
İskoçya’nın önde gelen bankalarından Royal Bank of Scotland analisti Timothy Ash, Türkiye’yi “kazanma garantili” ülke olarak tanımlıyor.
Geniş likidite ve düşük borçlanma maliyetlerinin hisse senetlerine ağırlık veren bir sermaye piyasası ile olan uyumu, Türkiye’nin MSCI (Morgan Stanley Capital International) endeksinde, 2009 yılında MSCI Yükselen Piyasa Endeksi’ni % 10 ve 2010 yılının ilk yedi ayinda da % 13 oranında aşmasını sağladı. İMKB’de işlem gören hisselerin yaklaşık üçte ikisi yabancı yatırımcıların elinde bulunuyor.