İHA/AA - Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde, Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırımcı girişinde 2013 yılında 13.7 milyar dolarlık seviyenin yakalandığı açıklandı.
“Türkiye’de Yatırım: Riskler ve Fırsatlar 2014” temalı oturumda söz alan Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı (TYDTA) Başkanı İlker Aycı, doğrudan yatırımlarda yüzde 50'den fazla payı gelişmekte olan ülkelerin almaya başladığını kaydederek, “Gelişmiş ülkeler de yeni taktiklerle bunları kendi ülkesine çekmeye çalışıyor. 2011 öncesi trend; genelde paranın yüzde 50'den fazlası gelişen ülkelerden çıkıyordu. Yeni gelişmeler, yeni trendler getirdi. Rekabet kıyasıya. Türkiye’nin özellikle siyasi istikrarını ve ekonomik istikrarını koruması gerekiyor. Hukuk güvenliği kalitesinin yüksek olması gerekiyor. Şeffaflık ve iş yapma endeksleri de, yatırımı ölçen endekslerin de yükselmeye devam etmesi gerekiyor. Yatırım ortamını iyileştirme ve reformlar, istikrar, özel sektörün büyümesi devam ettikçe, yabancı yatırımlar sürecektir. Türkiye’nin yüksek potansiyeli var. Türkiye'nin potansiyeli artıyor. 2013'teki yabancı yatırımcı potansiyeli 13.7 milyar dolar seviyesinde olacak.Yatırımcılar 15-20 yıllık perspektifle bakıyor. Türkiye'yi yatırım yapmaya değer görüyorlar" dedi.
Katılımcılardan Türkiye’deki faaliyetlerine 2012 yılında başlayan Kuveytli Burgan Bank’ın CEO’su Eduardo Eguren de, Körfez bölgesinden Türkiye’ye çok büyük ilgi olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’de üretim üsleri var. Cari açığa baktığımızda, Orta Doğu’daki cari fazlalığın çözümünü ele alıyoruz. Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da en önemli ikinci ekonomi bölgesi Türkiye’dir. Önce AB, sonra Türkiye geliyor. Doğrudan yatırımlarda biz banka olarak çok güzel neticeler aldık . Şu an biz sadece doğrudan yatırımlardan bahsediyoruz. Türkiye’nin evvela mevcut ilgiyi muhafaza etmesi lazım. Bunu korursanız, doğrudan yatırım artmaya devam eder. İkinci konu ise, yatırımcılar değişiklikleri sevmiyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika için Türkiye önemli bir bloktur. Yaklaşık yüzde 10'luk doğrudan yatırım Kuzey Afrika ve Orta Doğu bölgesinden geliyor. Bu yüzde 25'e rahatlıkla çıkabilecek bir durumdadır. İlk etapta yüzde 15'e çıkar. Biz Türkiye’de başarılı olacağımıza inanıyorum..”, şeklinde konuştu.
Yerli ortağı ile birlikte Mersin Limanı’nın işletmesini üstlenen Singapur merkezli PSA International Avrupa Akdeniz Amerika Bölgeler Direktörü David Antonius Yang ise, 8 yıldır Türkiye’de olduklarını belirterek “Ülkeniz çok heyecan verici bir özelleştirme sürecinden geçiyordu. Bize cazip geldi. Şirketler makro ekonomik etkinliklerden dolayı yatırım yapmazlar. Demografik özellikler de önemlidir. Yurt içi gayri safi hasılaya baktık. Türkiye’nin sanayiye odaklanacağından bahsedildi. Bizim için bunlar önemli faktörlerdi. 30 yaşın altındaki nüfus ve sanayiye doğru gidiş Türkiyeyi bize cazip kıldı..”, şeklinde konuştu.
Uludağ Ekonomi Zirvesi ‘ne konuşmacı olarak katılan uluslararası yatırım danışmanı ve fon yöneticisi Mark Faber de gelişmekte olan ekonomilerde son dönemde görülen kırılganlıklara karşın uzun vadeli yatırım fırsatlarının devam ettiğini söyledi.
Faber, "Gelişmekte olan ekonomilerde yeniden iyileşmeyi görebiliriz. Ben yatırımcı olarak ABD hisselerine yatırım yapmak için artık çok geç olduğunu düşünüyorum. Eğer 7-10 yıllık dönemde yatırım için fikrimi sorarsanız, önceki en yüksek seviyelerine yeniden ulaşmış ABD hisselerine yatırım yapmaktansa aralarında Türkiye'nin de bulundğu gelişmekte olan ülke hisselerine yatırım yapmayı tercih ederim..", diye konuştu.