Lojistik sektörü konusundaki çözümleriyle tanınan Almanya’nın dünyaca ünlü Fraunhofer Malzeme Akışı ve Lojistik Enstitüsü (Fraunhofer IML), İstanbul Üniversitesi ile imzaladığı stratejik işbirliği sözleşmesi çerçevesinde, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın (TYDTA) destekleriyle Mart 2015 itibariyle Türkiye’deki faaliyetlerine başlayacağını duyurdu.
Bu kapsamda İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü'nde sektör temsilcileri ve akademi dünyasının katılımıyla düzenlenen "Sanayi ve Araştırma Ortak Çalışmalarında Uygulama Odaklı Lojistik” başlıklı konferans ile Türkiye sektör ihtiyaçlarına uygun ve dünya standartlarında lojistik ulaşım ve üretim alanında çalışmalar yürütecek olan Fraunhofer IML'nin faaliyetleri hakkında bilgi paylaşılarak uygulamalı lojistik çalışmalarının Türkiye’deki konumu ele alındı.
Açılış konuşmasını yapan TYDTA Danışmanı Kemal Kafadar, lojistik maliyetlerinin tüm sektörleri yakından ilgilendirdiğini ve bu alanda Türkiye lojistik sektörünün teknolojiden daha fazla yararlanmasının önemini vurgulayarak, "TYDTA olarak lojistik sektörünü tüm sektörleri ilgilendiren stratejik bir alan olarak görüyoruz. Bu doğrultuda; bu alanda yatırım ve know-how transferi yapmak isteyen tüm girişimcileri destekliyoruz. Lojistik sektöründe teknolojinin en üst seviyede kullanımına önemli katkılar sağlayacağına inandığımız Fraunhofer IML’yi ülkemiz lojistik sektörünün hizmetine kazandırmış olmaktan dolayı gururluyuz..” dedi.
Kafadar, enstitünün faaliyetlerinin Türkiye’nin 2023 hedefleri çerçevesinde dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olması ve ihracatını 500 milyar dolara çıkarması hedeflerine önemli katkılar sağlayacağına inandıklarını sözlerine ekledi.
Açılışta konuşan Fraunhofer IML Direktörü Prof. Michael Henke ise enstitünün Türkiye’deki faaliyetlerine başlamasına önayak olan TYDTA’ya teşekkür ederek, Türkiye lojistik sektörünün tüm sektörlerde katma değer yaratma potansiyeline dikkat çekti. “Fraunhofer olarak en önemli misyonumuz, araştırma ve uygulama arasında bir bağlantı olarak hareket etmek. Enstitümüzün halihazırda kullandığı metodoloji yöntemlerini, Türkiye'ye adapte etmek de mümkün. Bu şekilde üniversiteyle olan işbirliğiyle, Türkiye'nin yeni sinerji ve güçleri ortaya çıkacaktır ve bu bileşenler sanayi ve üniversiteler arasında, yenilikçi ve pratik uygulamaları mümkün kılan bir köprü oluşturacaktır..” dedi.